Diyabet, insülin hormonunun salgılanmasında veya etkisinin gösterilmesindeki bozukluğa bağlı olarak gelişen ve son zamanlarda yaygınlığı giderek artan kronik bir hastalıktır. Tip 1 diyabette insülin tamamen yok olur ve kan şekerini dengelemek zorlaşır. Diyabet hastalarında karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında bozulmalar meydana gelmektedir. Pankreasta üretilen insülin hormonu, normal şartlarda kandaki glukozu hücrelerimizin kullanabileceği enerjiye dönüştürür. Fakat diyabet hastalarında işler tam tersi hareket eder. İnsülin eksikliği veya hücrelerin yanıt verememesinden kaynaklı kullanılamayan kan şekeri yani glikoz yüksek kan şekerine neden olmaktadır. Kanda yüksek olan şeker gözden damarlara böbreklerden sinir uçlarına kadar birçok organda hasar yaratır.
Tip 1 diyabet her yaşta görülebildiği gibi genelde 30 yaş altında ortaya çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü(WHO)nün yaptığı çalışmalara göre 2025 yılında 300 milyondan fazla kişinin diyabetli olacağı tahmin ediliyor.
BESLENME ÖNERİLERİ
•    Kan şekeri düzeyinizi normal sınırlar içerisinde tutmak için uzun süre aç kalmayınız. Hipo ve hiperglisemi atakları yaşamamak için bu süreye dikkat ediniz.
•    Diyabetli bireylere, kan şekerini kontrol etmek amacıyla genellikle günde 6 öğün(3 ana-3 ara) beslenilmesini öneriyoruz. Ancak, bu tamamen kişinin kullandığı insülin tipine ve yaşam şekline bağlı olarak değişebilir.
•    Posadan yüksek beslenme kan şekerini yavaş yükseltir ve insülin ihtiyacını azaltır. Posa kaynağı olarak sebze ve meyve (suyunu değil kendisini, mümkünse kabuklarıyla tüketmek), tam taneli tahıllar, kurubaklagiller.
•    Günlük 2 porsiyon meyveden fazlasını tüketmeyiniz. Kan şekerini yükseltmeyen, posa miktarı yüksek olan meyveleri tercih etmeye çalışınız. (Örneğin;Elma,armut,ayva…) Bunun ayrımını sulu meyvelerden kaçınarak yapabilirsiniz.(Örneğin; Üzüm, karpuz…)
•    Pirinç, beyaz ekmek, patates, kestane gibi yiyecekler yerine tercihiniz tam tahıllı ekmek,bulgur pilavı, leblebi, kepekli makarna gibi besinlerden yana olmasına dikkat ediniz.
•    Diyabetli bireylerde, aslında tüm bireylerde doymuş yağ tüketimi kısıtlanmalıdır. (Örneğin;Margarin,tereyağı…)
•    Haftada balık tüketimi olarak 2-3 porsiyon yeterlidir.
•    Diyabetli bireylerin multivitamin desteğine ihtiyacı yoktur. Sağlıklı ve düzenli beslenme yeterli olacaktır.
•    Tüketilen besinlere fazla tuz eklemekten ve tuzlu hazır besinleri tüketmekten kaçınınız.
•    Tarçın, hindistan cevizi,vanilya tatlı hissi verdiğinden dolayı şeker ihtiyacınızı azaltır.
YAPAY TATLANDIRICILARA DİKKAT!
Tatlandırıcılar şeker yerine kullanılabilen maddelerdir. Tip 1 diyabetli bireylerin besleyici değeri olmayan ve yağ içeriği yüksek olan yapay tatlandırıcılar yerine sükrozla yapılmış yiyecekleri tercih etmeleri önerilmektedir. Ancak sükrozdan gelen enerjinin günlük enerjinin en fazla yüzde 10'unu aşmaması istenmektedir. Klinik çalışmalarda sükrozun kan şekerini nişastaya göre daha fazla artırmadığı gösterilmiştir. Bu sonuçlar diyabetlilerde sükroz tüketiminin çok fazla kısıtlanmasına gerek olmadığını belirlemiştir.
Piyasada "Diyabetik" adı altında satışa sunulan ürünlerin hangi tatlandırıcıları ne miktarda içerdiği incelenmeli ve diyabetli bireyler bu konuda eğitilmelidir. Bu tür ürünlerde tatlı tada ulaşabilmek için yüksek miktarda şeker alkolü ve früktoz kullanılmaktadır. Diyabetli bireylerde tatlandırıcı olarak kullanılan früktozun yüksek miktarlarda tüketilmesi ise trigliserit düzeylerini glikoz, sükroz ve nişastaya göre daha fazla yükseltmektedir. Bu nedenle diyabetli bireylerin tatlandırıcı olarak früktoz kullanmaları önerilmemektedir.
KARBONHİDRATIN MİKTARI DEĞİL TÜRÜ ÖNEMLİ
Temel görevi vücuda enerji sağlamak olan karbonhidratlar, yemek sonrası kan şekeri düzeyi üzerinde fazla miktarda etki göstermektedir. Bazı karbonhidrat türleri kan şekeri konsantrasyonunun hızla yükselmesinin ardından yine hızla düşmesine neden olurken bazı karbonhidrat türlerinin tüketiminden sonra da kan şekeri düzeyinde ılımlı bir yükseliş ve düşüş izlenmektedir. Hızlı sindirilen ve emilen karbonhidratları içeren besinler yüksek glisemik indeksli besinler olup, kan şekerinde düzensiz dalgalanmalara neden olurlar. Yavaş sindirilen ve emilen karbonhidratları içeren besinler ise kan şekerinde düzensiz oynamalar yapmayıp düşük glisemik indeksli besinler olarak adlandırılmaktadır.
Tip 1 DM beslenme tedavisinde glisemik kontrolün sağlanmasında tek başına karbonhidrat miktarının kısıtlanması yerine glisemik indeksi düşük karbonhidrat kaynaklarının tüketilmesi önerilmektedir. Tam taneli tahıllar ve ekmekleri, kurubaklagilleri, meyve, sebze ve az yağlı süt ürünlerini sağlıklı ve kaliteli karbonhidrat kaynakları olarak sizlere sıralayabilirim. Böylece diyabetli bireylerde hedef değerlerde tokluk kan şekeri sağlanırken karbonhidrat sayımı ile de esnek bir yeme düzeni oluşturulabilmektedir.
Çalışmalarda, diyabetli bireylerde karbonhidrat kısıtlamasının hipoglisemi riskini artırabileceği gibi hipoglisemi tedavisi esnasında da glukagonun etkisini azalttığı bildirilmiştir. Ayrıca diyetin kalsiyum, B grubu vitaminleri, demir ve posa içeriğinin de azalmasıyla büyüme ve gelişmenin olumsuz etkilendiği sonucuna varılmıştır.