İnsanların fiziksel, ruhsal ve ekonomik yönden olumsuz etkilenmesine, normal yaşam düzenlerinin bozulmasına ve birçok can ve mal kaybının gerçekleşmesine neden olan doğa veya insan kaynaklı olaylara afet adı verilmektedir.
Afetlerde bireylerin yaşadığı olumsuzlukların azaltılabilmesi için bireylerin ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Karşılanması gereken ihtiyaçlardan birisi de temel bir gereksinim olan beslenme ihtiyacıdır. Beslenme ihtiyacı karşılanırken afet durumunun yarattığı koşullar ve kişilerin fizyolojik özellikleri göz önüne alınmalıdır. Afet durumlarında beslenmenin amacı, afetten etkilenen bireylerin yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmelerini ve normal yaşantılarındaki beslenme düzenlerine olabildiğince çabuk geri dönebilmelerini sağlamaktır. Afet durumlarında diğer kişilerden çok daha fazla etkilenen hassas grupların beslenmesine öncelik verilmeli, yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmelerinin sağlanması gerekmektedir. Afetlerde, beslenme hizmetlerinin sağlanması ile yaşanabilecek olumsuzlukların en aza indirgenmesi ve beslenme kaynaklı sorunların giderilmesi oldukça önemlidir.
Beslenme hizmetinin sağlanacağı dönemde beslenme sorumlusunun gözlemesi gereken bazı konular vardır. Bunlar hizmet sağlanacak toplumun beslenme durumu ve genel beslenme-yemek pişirme alışkanlıkları vb. konulardır. Beslenmeyi planlayacak kişinin bu konulara dikkat etmesi ve insanların alışkanlıkları doğrultusunda yemek organizasyonunu sağlaması gerekmektedir. Aksi takdirde bireylerin beslenmesinde aksamalar ve yetersizlikler görülecek, bu durum da sağlık problemlerinin oluşmasına zemin hazırlayacaktır.
Afet gibi acil durumlarda beslenme hizmetleri iki aşamada organize edilir. Kısa dönem organizasyonu ve uzun dönem organizasyonu olarak ilerleyen bu aşamalarda, beslenme sorumlusunun ortamı iyi bir şekilde gözlemlemesi gerekmektedir. Bu süreçte riskli grupların olumsuz koşullarda etki altında kalacağı dikkate alınmalı ve buna göre dağıtım planı yapılmalıdır.
KISA DÖNEM BESLENME ORGANİZASYONU, ilk birkaç hafta içinde gerçekleşmektedir. Bu aşama içerisinde, servis edilmeye uygun yemek ve sağlıklı su sağlanması büyük önem taşımaktadır. Afet sonrası sağlıklı su temini, ılıman mevsimlerde günde kişi başına 3 litre, sıcak mevsimlerde ise 6 litre olmalıdır. Bu miktar ilk fırsatta arttırılmalı ve geçici yerleşime geçildiğinde, kişi başına günlük 15-40 litre içme ve kullanma suyu sağlanmalıdır. Geçici yerleşime kadar içme suyu “Sağlık Bakanlığı izni ve tarihi” bulunan ambalajlı sularla karşılanmalı, kapağı açılmış suların kullanılması engellenmelidir. Sağlıklı su temin edilmezse, ani ve yaygın salgınlar ortaya çıkabilmektedir. Sağlıklı su temininde mobil su arıtma ünitelerinin yanında su tankerleri de kullanılabilmektedir. Bu su tankerlerinin temiz olması, temiz kaynaktan doldurulmuş olması büyük bir önem taşımaktadır. Eğer tankere doldurulan su dolumdan önce klorlanmamış ise mutlaka tankerde klorlama yapılmalıdır.
Afet sonrası ilk saatlerde sıcak çay veya çorba dağıtımı özellikle psikolojik sağlığı sağlamak açısından önemlidir. İlk günlerde ekmek, peynir, zeytin ve yoğurt gibi hazır; bisküvi, pirinç, makarna, bulgur, yumurta, kuru baklagil gibi bozulması zor besinler tercih edilmelidir. Sağlıklı su ve uygun mutfak ortamı sağlanana kadar, taze meyve ve sebzelere yer verilmemelidir.
İKİNCİ AŞAMA OLAN UZUN DÖNEM BESLENME ORGANİZASYONU, gelişme ve rehabilitasyon ile gerçekleştirilmelidir. Afet sonrası birkaç hafta ile birkaç ay arasında gerçekleşen bu aşamada, merkezi mutfakların çalışması sağlanmalıdır. Bu dönemde yemek yiyenlerin kaydı alınmalı, risk gruplarına uygun beslenme kartları hazırlanmalı, kişi sayısı belirlenmeli, depolama ve tüketim kayıtları alınmalıdır. İshal, hepatit, tüberküloz gibi ciddi hastalıkların ve malnütrisyonun önüne geçilebilmesi amacıyla uygun beslenme programları uygulanmalıdır. Gebe-emzikli kadınlar ve 3-5 yaşından küçük çocukların günlük diyetlerine besin ilavesi yapılmalı, her gün ek olarak bir öğün sağlanmalıdır.
Afet gibi acil durumlarda sağlıklı bir yetişkin için günlük enerji ihtiyacı ortalama 2100 kaloridir. Bu enerji 450 g tahıl, 25 g yağ, 50 g kuru baklagil içeren yiyecekler ile temin edilebilir. Bu enerjinin %10-12’si proteinden %17’si yağdan sağlanmalıdır. İlave olarak çay, şeker, tuz, baharat, taze sebze ve meyveler, yeme kültürü ve beslenme alışkanlıkları göz önünde bulundurularak sağlanabilir.
!!!!Tüm bu beslenme hizmetleri verilirken, gebe ve emzikli kadınların enerji ihtiyacının daha fazla olduğu mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Çocuklar için süt, yoğurt, tahıllı ve yoğurtlu çorbalar temin edilmelidir. Emziren annelerin bebeklerini emzirmeye devam etmesi teşvik edilmelidir. Anne sütü her durumda hazır, temiz ve besin değeri yüksek bir besindir, aynı zamanda psikolojik olarak anneye destek sağlamaktadır. Emzirme, özellikle afet gibi acil durumlarda daha büyük bir öneme sahiptir. Çünkü bebeklere verilecek olan ek besinler için su, yakıt ve malzemeler yeterli değildir. Süt annelik dâhil, çözüm yolları tükendikten sonra bebek maması tercih edilmelidir. Afetten psikolojik olarak olumsuz etkilenen annenin sütü azalabilir, hatta tamamen kesilebilir. Eğer anne afette kaybedilmişse veya yeterli miktarda sütü bulunmuyorsa; 0-6 aylık bebekler süt, yoğurt, muhallebi, bisküvi, tahıl ve sebze çorbaları, taze meyve suyu ve püreleri, 6-12 aylık bebekler ise tüm bunlara ek olarak kuru baklagil yemekleri, çorbaları ve yumurta ile beslenmelidir.
Gebelere afet sonrası rutin beslenmeye ek olarak, iki su bardağı süt veya yoğurt takviyesi sağlanmalıdır. Bu dönemde gebe ve emziklilere, demir ve folik asit desteğini sağlamak güç olduğu için, diyette demir eksikliğini engelleyecek yöntemler tercih edilmelidir. Yeni doğum yapmış olan kadınlara altı hafta boyunca A vitamini sağlanmalıdır.
Afet bölgesinde bulunan halkın bazı uygulamalar konusunda dikkatli olması ve temizliğe özen göstermesi gerekmektedir. Etiketsiz, bombeleşmiş konserveler tüketilmemeli ve açıkta kalmış yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Süt paketleri açıldıktan sonra kısa süre içinde içilmeli; şüpheli, küflü, görüntüsü ve kokusu değişmiş besinler tüketilmemelidir.