Son günlerde Dünya gündemini meşgul eden en önemli olay biliyorsunuz ki İsrail-Filistin Savaşı. Biz Milli Mücadele sonunda kazanılan müthiş zaferin, Cumhuriyetin 100. Yılını kutlarken Ortadoğu kan gölü.
Kurtuluş Savaşı kazanılmamış olsaydı bizim durumumuz da Filistin’den farklı olmayacaktı. Çünkü Filistin yalnızca din kardeşimiz değil, ortak yazılmış bir geçmişimiz var.
Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı topraklarına katılan Filistin, 1. Dünya Savaşı’nın kaybedilmesiyle İngiltere tarafından işgal ediliyor. Tarih 1922’yi gösterdiğinde ise Milletler Cemiyeti’nin onayıyla “Birleşik Krallık Filistin Mandası” adında bir cumhuriyet kuruluyor. Amaç: Büyük İsrail Devleti’ni kurmak. Kaldı ki ‘Aliyah’ adı verilen göç dalgalarıyla Yahudi’leri Filistin’e yerleştirerek 1948 yılında İsrail Devleti’ni resmen kuruyorlar.
İngilitere’nin Osmanlı toprağı olan Filistin’i işgal ettiği zamanlarda İstanbul ve Anadolu toprakları da İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar tarafından işgal altında. Amaç: Megali İdea ile Doğu Roma İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmak. Ya da Filistin gibi sömürgeleştirmek. Bu amacı da Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla garanti altına alıp vatan topraklarını kendi aralarında bir güzel pay ediyorlar. Tabi bu antlaşma Osmanlı İmparatorluğu’nun da sonu oluyor.
Sonrasını hepimiz biliyoruz. Milli Mücadele Dönemi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlıyor. Her santimetrekaresi işgal altında olan bir ulus bu koca devletlere kafa tutuyor. Tabi savaşın kazanılacağına karşı inancı olmayanlar manda altına girmeyi de teklif ediyor. Üstelik bu teklifi getirenler Milli Mücadele’de en ön safta yer alanlar. Ama Mustafa Kemal’in kararlılığı Milli kongrelere de yansıyor. Kesin ve net bir şekilde manda ve himaye reddediliyor. Savaş kazanılıyor ve 100 yüzyıl önce tazecik, kimsenin manda ve himayesi altında olmayan özgür bir Türkiye Cumhuriyeti kuruluyor.
Peki ya kurtuluş mücadelesi olmasaydı veya savaş kaybedilseydi? Türkiye Cumhuriyeti, Filistin’in yaşadığı acıların çok fazlasını yaşayacaktı. Filistin maalesef yüzyıllık şanlı tarihimiz adına karşımızda duran en acı örnek.
Ara sıra “Osmanlı Ecadadıyım” diye ortalarda gezen bazı insanlara rastlıyorum. Şuna bir açıklık getirmek lazım hepimiz Osmanlıyız, hepimiz Selçukluyuz, hepimiz Göktürküz. Tarihimiz ortak ve bir o kadar zengin. Ama şunu kabul edelim ki Osmanlı İmparatorluğu Mustafa Kemal Atatürk yüzünden sona ermedi. İmparatorluğun sonunu getiren Mondros’tu. Şu an özgür bir ülkede yaşıyorsak, dilimizi rahatça konuşup, dinimizi özgürce yaşıyorsak bunun en büyük mimarı Mustafa Kemal, silah arkadaşları ve kanının son damlasına kadar mücadele eden yüce Türk ulusudur. Hepsinin ruhu şad olsun. Nice yüzyılları özgürce, savaş korkusu yaşamadan kutlamak dileğiyle. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.