ALKÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yılmaz Güler, Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla yaptığı açıklamada meme kanserinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlarda en sık görülen kanser olduğunu, bu kanserin erken evrede tespit edilmesinin mümkün olduğunu ifade etti. Meme kanserinden korunma yolları, risk faktörleri, tanı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Doç. Dr. Yılmaz Güler, “Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Her 8 kadından biri hayatı boyunca meme kanserine yakalanma riski ile karşı karşıyadır. Meme kanseri hastalığının en sık görüldüğü yaş aralığı 55-70 yaş arası iken, günümüz çağında daha genç yaşlarda görülmeye başlandı. Meme kanserine yakalanmada östrojen hormonuna çok maruz kalmak etkili olabilmektedir. Erken adet görülmesi, geç menopoza girilmesi, hiç doğurmamış olmak ya da 30 yaş sonrası doğum yapılması, doğum kontrol ve menopoz için verilen hormon hapları gibi. Diğer yandan ailede birinci derece yakınında meme kanseri hikayesi, alkol ve sigara kullanımı, yanlış beslenme alışkanlığı, obezite meme kanserine yol açabilecek risk faktörleri arasında yer almaktadır. Son yapılan çalışmalar yine düzenli egzersiz ve düzenli sporun meme kanseri riskini yüzde 15-20 oranında azalttığını göstermiştir” dedi.
“Erken teşhis için kontrol şart”
Kendi kendine meme muayenesinin meme kanseri tanısındaki önemini vurgulayan Doç. Dr. Güler, “Meme sağlığı için farkında olmak gerekir. Her kadın memesinin farkında olmalı. Memesindeki değişiklikleri bilmeli. Bu anlamda da kadınların kendilerini meme muayenesi etmesi en önemli faktörlerin başında geliyor. 20-40 yaş arasındaki her kadın adet döneminin bitmesinden 5 gün sonra rutin olarak kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. Unutmayın erken tanıda hastalığın tedavi edilme şansı vardır. Meme kanseri teşhisinde geç kalınmamak için 40 yaşından sonra genel cerrahi uzman hekiminize muayene olmalısınız. Bizler hastanemizde ultrasonografi ve mamografi çekimi yapmakta, gerekli durumlarda Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) istemekteyiz. Şüpheli bir lezyon tespit edildiğinde, bir miktar doku örneği alınarak (biyopsi) patolojik incelemesi yapılır. Meme kanserinde hem cerrahisinde hem de kemoterapi tedavisinde son yıllarda ciddi gelişmeler oldu. Eskiden meme kanserinde memenin tamamen alınması gerekirken, şimdi meme koruyucu cerrahi yöntemle memeyi koruyarak sadece kitleyi geniş bir şekilde çıkararak tedavi edebiliyoruz” şeklinde konuştu.