Medipol Mega Üniversite Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Ebru Karcı, 4 Şubat Dünya Kanser Günü kapsamında akciğer kanserine ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Dr. Öğr. Üyesi Karcı, ülkemizde ve tüm dünyada hem erkeklerde hem de kadınlarda kanserden ölümlerin en büyük nedeninin akciğer kanseri olduğunu belirterek, “Akciğer kanseri, akciğer dokusunu oluşturan hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu ortaya çıkar. Birçok farklı akciğer kanseri türü vardır. Akciğer kanseri olan kişilerin yüzde 85 ila 90’ında küçük hücreli dişi akciğer kanseri (KHDAK) bulunur. KHDAK’nin en yaygın olan alt tipleri adenokarsinom ve yassı epitel hücreli karsinomdur. Akciğer kanseri olan kişilerin yaklaşık yüzde 10 ila 15’inde ise küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) bulunur” diye konuştu.
Asbest, radon gazı ve hava kirliliğine dikkat
Akciğer kanserinde risk faktörlerine dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Ebru Karcı, şöyle devam etti: “Herkesin kanser olma ihtimali aynı değildir. Bir kansere yakalanma ihtimalinizi artıran nedenlere risk faktörleri denilir. Sigara kullananların akciğer kanserine yakalanma riski, sigara içmeyen bir kişiye göre 10 ila 30 kat daha fazladır. Ayrıca yalıtım malzemesi olarak bazı endüstrilerde kullanılan ve bir mineral grubu olan asbest maruziyeti akciğer kanserini 3-4 kat arttırır. Radon gazı ise kokusuz radyoaktif bir gazdır. Evlerimizin bulunduğu arazilerde ve özellikle uranyum içeriği zengin bölgelerde zeminden evimizin içindeki havaya karışan radon gazı solunum yoluyla akciğer kanseri oluşumuna katkıda bulunur. Öte yandan akciğer kanseri ile hava kirliliğine maruz kalmak arasında bir ilişki bulunmuştur. Akciğer kanseri gelişme riski yaşla birlikte artar. 40 yaşından sonra akciğer kanseri gelişme riski her yıl yavaş yavaş artar. Ayrıca bazı kişilerde akciğer kanserine genetik yatkınlık vardır. Birinci derece akrabasında akciğer kanseri olan birinde hastalığın gelişme riski daha yüksektir. Özellikle gırtlak kanseri gibi tütün kullanımına bağlı kanser geçirmiş veya göğüs bölgesine radyasyon tedavisi görmüş kişilerde risk daha da artar. Ek olarak KOAH veya akciğer fibrozu olan kişilerde de akciğer kanseri görülme oranı artabileceği bildirilmiştir.”
“Belirtileri göz ardı etmeyin”
Dr. Öğr. Üyesi Ebru Karcı, akciğer kanserinde erken tanının mümkün olduğuna işaret ederek, şu 8 belirtiye dikkat çekti:
“Öksürük: Çoğunlukla başka nedenlere bağlı olduğu düşünülerek yeterince önemsenmez. İki haftadan uzun süren, giderek artan ve nedeni belirlenemeyen inatçı öksürük, akciğer kanserinin belirtisi olabilir mutlaka bir hekim ile görüşülmelidir. Nefes almada güçlük veya hırıltılı solunum: Sinsi gelişen akciğer kanserinin önemli bir göstergesi nefes darlığı olabilir. Unutmayın ki erken tanı hayati öneme sahiptir. Kan tükürmek veya öksürmek: Öksürmekle balgamda kan görülmesi veya balgam renginin koyu kahverengi olması da akciğer kanserinin belirtisi olabilir. Donuk, keskin veya bıçak saplanır gibi olabilen göğüs ağrısı: Derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken ağrıda artış varsa bir doktor ile görüşmeniz gerekir. Ses kısıklığı/Değişikliği/Kaba ses: Özellikle bir üst solunum yolu enfeksiyonu veya gastroözofageal reflü hastalığı, alerji, ses kısıklığına yol açabilir. Akciğer kanseri ile ilgili ses kısıklığı, tümörün ses tellerini kontrol eden siniri etkilediğinde ortaya çıkar. Sık akciğer/alt solunum yolu enfeksiyonları: Antibiyotik kullanmaya rağmen sık sık bronşit veya zatürre gibi göğüs enfeksiyonu geçiriyorsanız kanser de dahil olmak üzere bir dizi akciğer hastalığının bir işareti olabilir. Açıklanamayan kilo kaybı: Akciğer kanseri olan 10 kişiden yaklaşık 6’sında ani kilo kaybına neden olabilir. Diyet yapmadığınız halde halen kilo veriyorsanız, kesin nedeni öğrenmek için doktorunuza danışın. Parmaklarda çomaklaşma: Tırnaklarda tokmaklaşma veya çomak parmak olarak da bilinir. Çeşitli hastalıklarda görülebilen bir bulgu olup; parmak ve tırnaklarda bozulmayı tanımlar.”
“Tedavide umut veren yeni yöntemler gelişti”
Risk faktörü bulunan kişilerin yılda bir kez tarama yaptırmasını tavsiye eden Dr. Öğr. Üyesi Karcı, şu ifadeleri kullandı: “50 ila 80 yaş arası 20 yıl boyunca günde en az 1 paket (örneğin 10 yıl boyunca günde 2 paket) sigara içmiş, şu anda hala sigara içiyor veya son 15 yılda sigarayı bırakmış kişilere tarama amaçlı düşük doz akciğer tomografisi yılda bir kez tarama amaçlı önerilir. Öte yandan tedavi akciğer kanserinin evresine göre karar verilir. Son yıllarda, akciğer kanseri tedavisinde oldukça umut vaat eden gelişmeler oldu. Moleküler patoloji ve görüntüleme tekniklerinde yaşanan gelişmeler, akciğer kanserini daha iyi anlayarak yönetmemizi sağladı. Son yıllarda kullanıma giren yeni kemoterapi ilaçları, hedefe yönelik akıllı moleküller, immünoterapi ilaçları, cerrahi ve radyoterapi tekniklerindeki gelişmeler, 3-4 boyutlu tümör dokusuna odaklanan radyoterapi uygulamaları, küçük boyutlu ve ameliyat edilmesi uygun olmayan tümörler için SBRT gibi nokta atışı yapan yeni cihazlar, girişimsel radyolojide tümörü yakan (ablasyon), donduran (krioterapi) yöntemler, akciğer kanseri tedavisinde başarı oranlarını oldukça arttırdı. Tedavi planlarken akciğer kanserinin türü, tümörün bulunduğu yer, hastanın genel sağlık durumu, kanserin evresi, görüntüleme ve kan testlerinin sonuçları göz önünde bulundurulmalıdır.”